ABD emperyalizminin sırtını sıvazladığı sözde ateşkesi bile dinlemeyip saldırganlığını
sürdüren siyonist İsrail Gazze’de yarattığı yıkımı büyütmekte ve suçlarına yeni suçlar
eklemekte. Acıların, ölümlerin ve yıkımların normalleştiği, emperyalist güçlerin sınır
tanımaksızın işgal politikasına devam ettiği bu günlerde direnişin önemini daha iyi
anlamaktayız. 1948’den bu yana yapılan zulmün hiç de yabancısı değiliz. Kapitalist sistemin
girdiği krize çare olarak geliştirilen emperyalist politikalar tüm dünyaya acıdan, ölümden,
moloz yığınlarından başka bir şey verememiştir. Lenin’in deyimiyle kendi ganimetlerini
paylaşmak için çıkardıkları kendi savaşlarına tüm dünyayı sürüklemişlerdir. Savaşlar her
zaman kapitalistlere hizmet etmektedir; kapitalistler proletaryanın yoksulluğuna yoksulluk
katıp her dökülen kandan sermayelerine milyonlar eklemiştir. Bugün başta Gazze olmak üzere
Filistin halkına reva görülen kıyımlar, kapitalizmin en sınır tanımaz biçiminin kanlı
planlarının hayata geçirilmesidir. Naci El-Ali’nin sembol haline gelen karikatür karakteri
Hanzala bugün yaşanan trajedinin adeta bir özetidir. Hep 10 yaşında olan, büyüyemeyen,
kıyafetleri yamalı ve yüzünü hiç göremediğimiz Hanzala karakteri emperyalist paylaşım
savaşlarının geldiği son noktada çocukların yaşadığı adına hayat demekte güçlük çektiğimiz
duruma çok güzel ışık tutmakta. Bugün eylem alanlarında yükselen pankartlarda, sokaklarda
duvarlarda karşımıza çıkan Hanzala’yı her gördüğümüzde emperyalizmin insanların
hayatlarını nasıl kararttığını, kapitalistlerin hırslarının ülkeleri nasıl facialara sürüklediğini
hatırlamalıyız.
Evet, bugünkü durumumuza baktığımızda güçlü ABD emperyalizminin tekelinin yavaş yavaş
kırıldığını yeni emperyalist güçlerin palazlandığını ve dünyanın giderek daha büyük savaşlara
sahne olacağını görüyoruz ama biz emperyalizmin “proletaryanın toplumsal devriminin
arifesi” olduğunu da biliyoruz. Bunun için de Filistin’in yıllardır yaşadığı acılarla mayaladığı
direnişin ve diğer ezilen tüm dünya halklarının kurtuluş için verdiği mücadelenin yanında
olup enternasyonal dayanışmayı büyütmek için üstümüze düşen sorumlulukların bilinciyle
hareket ediyoruz.
Yağmacı, saldırgan ve dünya halklarının düşmanı emperyalizmin, proletaryanın ve ezilen tüm
ulusların zaferiyle, tarihe karışacağına olan inancıyla direnen milyonlarca genç var. George
Habash’lardan, Leyla Halid’lerden alınan mücadele geleneğini ileriye taşıyan, özgür ve
bağımsız Filistin için savaşan, ses çıkaran gençler sadece Filistin’in değil tüm dünya
halklarının umudunu yeşertiyor. Bugün Filistin için bir eylem olduğunda en önde gençler
yürüyor, 68 kuşağının cüretiyle baş kaldırıyor. Elrom’dan ders çıkaramayan katil İsrail’in
işbirlikçisi faşist AKP iktidarı yaptığı hamasetlerle iç politikada takındığı Filistin dostu
maskesiyle Filistin için ses yükselten gençlerin önüne barikatlar örüp onları gözaltılarla
yıldırmaya çalışıyor. Gazze’ye insani yardım götürmek isteyen aktivistlere saldıran İsrail
askerlerinden farkı olmayan iktidar, baskılarla gençliğin direnişini bastırabileceğini
zannediyor. Faşist devletin tüm saldırılarına rağmen geri adım atmayan gençler meydanları
içlerinde biriken öfkeyle dolduruyor ve tüm ulusların kurtuluşunun yolunun örgütlü
mücadeleden geçtiğinin bilinciyle örgütleniyor. Bizler Filistin’ in kazanacağını, zalim
emperyalist güçlerin yenileceğini biliyoruz.
Dünyadaki tüm ezilen ulusların haklı direnişlerinin emperyalizmin ördüğü duvarları aşması
için mücadelemizi sürdüreceğiz. Hanzala büyüyecek, özgür Filistin topraklarından
gülümseyen yüzüyle bizleri selamlayacak.
İstanbul’dan Bir YDG’li